29 Nisan 2023 Cumartesi

EL-CEZİRE'DEN BİR HABER 7 - (Japonya'da Yeni Bir Muzun İcadı)

PDF İNDİR:
https://drive.google.com/open?id=1H-pahOlrbksTlnyz55CsyEdlHORPDsoW
DERS VİDEOSU
DERSİN METİN DÖKÜMÜ
اختراعُ موزٍ جديدٍ في اليابانِ
اخْتَرَعَ مزارعون يابانيون نوعا جديدا من الموز يُؤكَلُ بِقُشُورِهِ، وذلك باستخدام تِقْنِيَّةٍ مُبْتَكَرَةٍ تُسَمَّى "التَّجْمِيدَ الْعَمِيقَ"، وهي تقنيّةٌ زراعيّةٌ خَالِيَةٌ مِنَ الْمُبِيدَاتِ تَقُومُ عَلَى حفظِ الثّمارِ في درجاتِ حرارةٍ منخفضةٍ جدا (تبلغ ستين درجةً مئويَّةً تحت الصفر)
ويُعتَقَدُ أنّ الْبُرُودَةَ الشَّدِيدَةَ تحفّز نموَّ الثمرةِ، وتَخْتَصِرُ فترةَ الزِّرَاعَةِ التَّقْلِيدِيَّةِ إلى نحوِ أربعةِ أشهرٍ.
وتكون النَّتِيجَةُ النِّهَائِيَّةُ موزا يبدو عاديا، لكنه أحلى بكثيرٍ من التقليديِّ، وذو قِشْرَةٍ صَالِحَةٍ للأكلِ تماما.
ولم ينتشر تَسْوِيقُ هذا النوعِ من الموز بعدُ، فهو يُباع محليا بِأَعْدَادٍ قَلِيلَةٍ، لكن الشَّرِكَةَ الْمُنْتِجَةَ تدرس حاليا توسيعَ نَشَاطِهَا خارجَ اليابانِ.
جَدِيرٌ بِالذِّكْرِ أَنَّ اليابانَ ليست غريبةً على مثلِ هذه الِابْتِكَارَاتِ، خاصة عندما يتعلّق الأمرُ بِالفاكهةِ؛ فهي مشهورةٌ أيضا بأنها مَوْطِنُ الْبِطِّيخِ الْمُرَبَّعِ الذي يُزرع في قَوَالِبَ مُرَبَّعَةٍ لتسهيلِ تخزينِه ونقلِه

المفردات:
icat etmek, bulmakاِخْتَرَعَ / يَخْتَرِعُ / اِخْتِرَاعًا : 
yeni bir muzمَوْز جَدِيد : 
Japonيَابَانِيّ / يَابَانِيُّونَ : 
çiftçi, ziraatçi, tarımcıمُزَارِع / مُزَارِعُونَ : 
çesit, tür, cins نَوْع / أَنْوَاع : 
yemekأَكَلَ / يَأْكُلُ / أَكْلًا : 
kabuk, örtü, deriقِشْر / قُشُور : 
kullanmak, istihdam etmek, çalıstırmakاِسْتَخْدَمَ / يَسْتَخْدِمُ / اِسْتِخْدَامًا : 
teknik, teknolojiتِقْنِيَّة / تِقْنِيَّات : 
özgün, yeni, alısılmamısمُبْتَكَر / مُبْتَكَرَات : 
isim vermek, ad koymak, isimlendirmekسَمَّى / يُسَمِّي / تَسْمِيَةً : 
dondurma, sogutmaتَجْمِيد / تَجْمِيدَات : 
derin, koyuعَمِيق : 
tarımsal, ziraiزِرَاعِيّ : 
bos, tenha, arınmısخَالِيَة : 
 (hasere) ilaç, yok edici, mikrop öldürücüمُبِيدَة / مُبِيدَات : 
…ya dayanmak, …yı temel almak قَامَ / يَقُومُ / قِيَامًا (على)
koruma, himaye, muhafaza etme, ezberlemeحِفْظ : 
meyveler, yemisler, semerelerثَمَر / ثِمَار : 
derece, basamak, kademe, mertebeدَرَجَة / دَرَجَات : 
hararet, ısı, sıcaklıkحَرَارَة : 
düsük, alçak, zayıfمُنْخَفِض : 
ulasmak, varmak, yaklasmakبَلَغَ / يَبْلُغُ / بُلُوغًا : 
altmıs santigrad derece  : سِتُّونَ دَرَجَة مِئَوِيَّة
sıfırın altında  : تَحْتَ الصِّفْرِ
sanmak, zannetmek, düsünmek, inanmakاِعْتَقَدَ / يَعْتَقِدُ / اِعْتِقَادًا : 
siddetli soguklukالْبُرُودَة الشَّدِيدَة : 
kimyasal reaksiyonu hızlandırmak, tesvik etmekحَفَّزَ / يُحَفِّزُ / تَحْفِيزًا : 
büyüme, yetisme, gelismeنُمُوّ : 
kısaltmak, özetlemek   : اِخْتَصَرَ / يَخْتَصِرُ / اِخْتِصَارًا
dönem, devre, ara, süreفَتْرَة / فَتَرَات : 
geleneksel/klasik tarım   : الزِّرَاعَة التَّقْلِيدِيَّة
yaklasık dört aya kadar   : إلى نحوِ أربعةِ أشهرٍ
nihai sonuç   : النَّتِيجَة النِّهَائِيَّة
görünmek, belirmekبَدَا / يَبْدُو / بُدُوًّا : 
normal, olagan, sıradanعَادِيّ : 
daha tatlı, daha hosأَحْلَى : 
yenilebilir / iyi / faydalı kabuk  قِشْرَة صَالِحَة للأَكْلِ :
yayılmak, dagılmak, yaygınlasmakاِنْتَشَرَ / يَنْتَشِرُ / اِنْتِشَارًا : 
pazarlama, piyasaya sürmeتَسْوِيق / تَسْوِيقَات : 
satmakبَاعَ / يَبِيعُ / بَيْعًا : 
yerel, mahalli, bölgeselمَحَلِّيّ : 
sayı, aded   : عَدَد / أعْدَاد
üretici / imalatçı sirket   : الشَّرِكَة الْمُنْتِجَة
ögrenmek, egitim görmek, arastırmakدَرَسَ / يَدْرُسُ / دَرْسًا : 
simdi, simdilik   : حَالِيًا
onun faaliyetini / etkinligini genisletmeتوسيع نَشَاطِهَا :  
Japonya'nın dısınaخَارِج الْيَابَان :  
dikkate deger, kayda deger, belirtmek gerekir  : جَدِير بِالذِّكْرِ
yabancı, ecnebi, tuhaf, garipغَرِيب / غُرَبَاء : 
yenilik, bulus, icat اِبْتِكَار / اِبْتِكَارَات : 
özellikle, bilhassa   : خَاصَّةً
ilgili olmak, ilintili olmak, bagı olmak, tutunmakتَعَلَّقَ / يَتَعَلَّقُ / تَعَلُّقًا (ب) : 
sey, husus, mesele, is, durum, halأَمْر / أُمُور : 
meyveفَاكِهَة / فَوَاكِه : 
meshur, ünlü, tanınmısمَشْهُور : 
dörtgen karpuz vatanı   : مَوْطِنُ الْبِطِّيخِ الْمُرَبَّعِ
ekmek, dikmekزَرَعَ / يَزْرَعُ / زَرْعًا : 
kalıp, sekil, sabloقَالِب / قَوَالِب :  
kolaylastırmak   : سَهَّلَ / يُسَهِّلُ / تَسْهِيلًا
biriktirmek, stoklamak, depolamak   : خَزَّنَ / يُخَزِّنُ / تَخْزِينًا
nakletme, aktarma, tasımaنَقَلَ / يَنْقُلُ / نَقْلًا : 

JAPONYA'DA YENİ BİR MUZUN İCADI
Japonyalı çiftçiler kabuklarıyla yenilen muzdan yeni bir tür icat ettiler. Bu, 'derin dondurma (sogutma)' diye adlandırılan yeni (özgün) bir teknigin kullanımıyla olmustur. O, çok düsük ısı derecelerinde meyvelerin muhafaza edilmesini temel alan ilaçsız bir zirai tekniktir. (Sıfırın altında altmıs santigrat dereceye ulasıyor).
Siddetli soguklugun meyve gelisimini tesvik ettigi ve geleneksel tarım dönemini yaklasık dört aya kadar kısalttıgı zannediliyor.
Nihai sonuç, normal görünümlü bir muz oluyor, ama geleneksel (alısılmıs) olandan çok daha tatlı ve tamamen yenilebilir bir kabuga sahip.
Muzun bu türünün pazarlaması henüz yaygınlasmadı, az sayılarda mahalli olarak satılıyor, ama simdi, imalatçı firma onun faaliyetini Japonya'nın dısına genisletmeye çalısıyor.
Japonya'nın bu kesifler gibilerine yabancı olmadıgı kayda deger, özellikle de konu meyve ile alakalı oldugunda… Depolamayı ve naklini kolaylastırmak için dörtgen kalıplarda ekilen dörtgen karpuz vatanı olmasıyla da meshurdur.

HAZIRLAYAN: BARIS KALAYCI
instagram: dersimizarapca
site: www.arapcamiz.blogspot.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder